Faruk Atabeyli Oct 16, 2009:

Ak ve kara İnanç dünyasının karmaşıklığı, çelişkileri muğlaklıkları ve daha nice tutarsızlıkları iki tanıma indirgendiğinde ortaya bağnazlık çıkar. Bu bölümün tamamı zaten neyin ne olduğundan emin olamayan, Aziz Augustine'in düşüncelerini sorgulayan ve yorumlamaya çalışan bir düşünsel metin. İçerisinde bu kadar çok sorgulayıcı ifadeler barındıran bir metin (believed, nevertheless, suppose, probably, however, perpetrated) iki mutlak tanıma indirgenmiş olmanın çok uzağında. Keşke her şey bu kadar basit olsa.<br>Can Yücel'in içip içip sağa sola saydırmasını günaha indirgeyip yok sayabilirsiniz veya bunu kendisinin bir "erdemli zaafı" (Simon, soruna benim önerim bu olurdu) olarak görüp zengin ve renkli kişiliğinin bir parçası kabul edebilirsiniz.<br><br>Ayrıca, "noble vice" sıkça karşılaşılan bir deyim. Yazarın kimseyi alındırmaktan kaçındığı için kullandığı bir ifade olduğunu düşünmüyorum, böyle bir metnin kendisi zaten hassas damarlara basmak zorunda. <br> <br>

Ali Bayraktar Oct 16, 2009:

In all religions everything is reduced to two definitions. You can say good or bad, correct or wrong, yes or no. The theories which go deeply into one of those understandings and assign them degrees such as small, big, much more are deceptive. Because nobody has detailed information about God's logic. You may describe evilness with 1000 words but none of them will change where it belongs to. So I think here, the word vice is used instead of sin. Also I think the author uses the word noble in order not to offend anybody.

Faruk Atabeyli Oct 16, 2009:

Sin vs. vice Günah ve zaafiyet seküler bağlamlarda birbirinin yerine kullanılabilse de semavi dinler her iki kavramı da ayrıştırıyor ve özellikle günahı çok net tanımlıyor. Bu metinde günah doğru olmaz. Zaafiyet veya kusur olabilir.