Çalışma biçimi...
Thread poster: Emin Arı
Emin Arı
Emin Arı  Identity Verified
Türkiye
Local time: 01:57
English to Turkish
+ ...
Dec 27, 2012

Çalışırken ne tür bir çalışma stili uyguluyorsunuz? Mesela ben genellikle 50 dakika çalışma ve 10 dakika mola şeklinde bir tarzı benimsedim.

Sizin çalışma tarzınız nedir?

[Edited at 2012-12-27 20:08 GMT]


 
ATIL KAYHAN
ATIL KAYHAN  Identity Verified
Türkiye
Local time: 01:57
Member (2007)
Turkish to English
+ ...
Konsantre Olmak Dec 27, 2012

Benim çalisma veya mola süresi olarak benimsedigim bir tarz yok. Genellikle zihnen yorulana kadar çalisirim ve yoruldugumu hissettigimde bir mola veririm. Bu rutin, is veya gün bitene dek devam eder. Ancak, benim konsantre olmam biraz zor olabiliyor. Örnegin, evin disinda bir gürültü varsa veya evde TV falan açiksa konsantre olmam oldukça zor olabiliyor. Konsantre olabilmek için genellikle tam bir sessizlige ihtiyaç duyarim.

 
Nihan Pekmen
Nihan Pekmen  Identity Verified
Türkiye
Local time: 01:57
Member (2012)
Turkish to English
+ ...
Erken Saatler Dec 27, 2012

Ben Atıl Bey'in bahsettiği konsantrasyon sorunun sabah erken saatlerde kalkarak çözümledim.

Küçük yaşlardan beri çok fazla uykuya gereksinim duymuyorum. Ortalama 5 saat benim için yeterli. Sabah erken kalkıp 6 gibi, öğlen 2'ye kadar çalışmak bana daha verimli geliyor. Ben sabah dinç beyinle daha hızlı çalışıyorum bende günün geri kalanı benim oluyor.

Eğer proje uzun soluklu ise, Emin Bey'in dediği gibi bende yaklaşık 45-50 dakikada (okull
... See more
Ben Atıl Bey'in bahsettiği konsantrasyon sorunun sabah erken saatlerde kalkarak çözümledim.

Küçük yaşlardan beri çok fazla uykuya gereksinim duymuyorum. Ortalama 5 saat benim için yeterli. Sabah erken kalkıp 6 gibi, öğlen 2'ye kadar çalışmak bana daha verimli geliyor. Ben sabah dinç beyinle daha hızlı çalışıyorum bende günün geri kalanı benim oluyor.

Eğer proje uzun soluklu ise, Emin Bey'in dediği gibi bende yaklaşık 45-50 dakikada (okullarda derslerin bu uzunlukta olmasının temel nedeni odaklanma süresi) bir kalkıp hareket ediyorum. Konsantrasyondan çok kan dolaşımı için, daha bir kaç yoga /pilates hareket ile kaslarımı gevşetiyorum. Tavsiye ederim.
Collapse


 
K.K.Unal
K.K.Unal  Identity Verified
Türkiye
Local time: 01:57
Member (2007)
English to Turkish
+ ...
Çok Fazla Oturmak, Şeker ve Kalb Hastalıklarına Yol Açabiliyor Dec 28, 2012

WebMD Health News 15.10.2012
"Çoğu kişi şeker ve kalb hastalıklarından korunmak için egzersiz yapmanın yeterli olduğunu düşünür. Yeni yapılan bir çalışmada, kişi gününü oturarak geçiriyorsa, egzersiz yapmanın yeterli olmadığı gösterildi.
Bu çalışmada yaklaşık 800 bin kişinin incelendiği 18 araştırmanın verileri yeniden değerlendirmeye tâbi tutuldu. Bu kişiler oturma sürelerine göre gruplara ayrıldı. En uzun süre oturanlarda şeker veya ka
... See more
WebMD Health News 15.10.2012
"Çoğu kişi şeker ve kalb hastalıklarından korunmak için egzersiz yapmanın yeterli olduğunu düşünür. Yeni yapılan bir çalışmada, kişi gününü oturarak geçiriyorsa, egzersiz yapmanın yeterli olmadığı gösterildi.
Bu çalışmada yaklaşık 800 bin kişinin incelendiği 18 araştırmanın verileri yeniden değerlendirmeye tâbi tutuldu. Bu kişiler oturma sürelerine göre gruplara ayrıldı. En uzun süre oturanlarda şeker veya kalb hastalığı riski en kısa süre oturanlara göre iki kat daha fazlaydı. Uzun süre oturmak, hususiyle kadınlarda böbrek hastalığı riskini de artırıyordu. Bu çalışmanın neticelerini dikkate alan araştırmacılar, her 20 dakikadan sonra iki dakika ayakta durmayı veya yürümeyi; televizyon seyrederken araya reklâm girince ayağa kalkmayı tavsiye ediyor. Bu şekilde davranmanın müspet tesirleri olup olmadığı henüz araştırılmamış olsa da, doğru yönde bir adım olduğu açıktır."
Collapse


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 01:57
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
Uzunca bir yazı Feb 8, 2013

Büyük işlerde maraton koşar gibi çalışmayı severim. Konuyu anlayıncaya kadar mırın kırın etsem de, küçük bir gedik açınca yıkar geçerim o çevrilesi metni yazan yazarın şifrelerini.

Termosumdan çay eksik olmaz, doldurup doldurum içerim. Arkaplanda TV sesi olmazsa rahatsız olurum. Aşina olduğum kanalları, sunucuları, dizi oyuncularının sesini duymam lazım yoksa rahatsız olurum, odaklanamam, yoğunlaşamam çevirdiğim yazıya (hepsi yabancı TV kana
... See more
Büyük işlerde maraton koşar gibi çalışmayı severim. Konuyu anlayıncaya kadar mırın kırın etsem de, küçük bir gedik açınca yıkar geçerim o çevrilesi metni yazan yazarın şifrelerini.

Termosumdan çay eksik olmaz, doldurup doldurum içerim. Arkaplanda TV sesi olmazsa rahatsız olurum. Aşina olduğum kanalları, sunucuları, dizi oyuncularının sesini duymam lazım yoksa rahatsız olurum, odaklanamam, yoğunlaşamam çevirdiğim yazıya (hepsi yabancı TV kanalları, yerlileri izlemiyorum yıllardır, çok laçka, yalaka, seviyesiz TV kanalları var çokça-bolca). Alman bakanların Dr. unvanlarının üniversite yönetimlerince intihalden dolayı iptalini dinlerim, dururum habere yoğunlaşırım ve oranın Almanya olduğunu fark edince hiç şaşırmam (Son 1-2 yılda 4-5 Alman politikacının doktorluğu gitti ondan yani). Hee neyse...



Çok kısa işleri sevmem, çoook uzunlarını da.

Uzun işlerde sanki tercümeyi küstürürüm kaygısıyla yemek aralarını bile çok kısa tutarım sanki "arkamdan gavur geliyormuşcasına" yerim yemeklerimi. İç sesim "ya kaçarsa yakaladığın devinim, ya küserse tercüme sana, haydi zıkkımlan kısa kes kısaaa" der durur.
İşte bi omurilik sıvısı mı ne varmış ya, onu da küstürmemeye dikkat ederim, küserse kitlenip kalma tehlikesi yüksekmiş. İstemli istemsiz sigara sarma, bardağa çay doldurma, pencereyi açıp hava alma, sokak kedilerine yemek atma araları veririm...

Tabii bu yazıyı okuyan çevirmenlerin çoğunun bu tür korkuları olmayabilir ama bazı korkularım da vardır benim. Nedir bunlar:

- Çok büyük bir işle meşgulken yıllardır nafakamda az buçuk katkısı olan bir hatırlı müşteri "sana 7 gün müsaade, al bakalım şu 20 bin sözcüğü" derse, ya yapamam çok yoğunum demek zorunda kalırsam...

- Vakitsiz hastalanmaktan korkarım. Bir keresinde eklemsel bir rahatsızlıktan dolayı bir ay hiç çalışamadığımı ve resmen aman iş gelmesin diye dua ettiğimi hatırlarım.

- Parmaklarıma özen göstermeye çalışırım. Ha piyanist ha çevirmen. Önemli bir sermayedir parmaklar. Çalışmazken şıkşıkı tespihimi çekerek dinlendiririm parmaklarımı.

- Aşırı iş korkum. Bazı aylar çok yoğun olur malumunuz.

- Sözleşen müşteri sendromu: Sözleşmiş gibi aynı günde bilmem ne kadar wordle mailin kapısını çalanlardır. Düşünsenize aynı anda 10 kişi evin kapısına toplansa ve hep birden paldır küldür kapıya vurup dursa!


Hoşlandığım şeyler da vardır:

- Fikir beyan etmeyi severim. Şakayı severim. İşte böyle güzel bir sitenin forumunda yazarım. Ha Hürriyet gazetesinde yazarsın ha Proz'da. Bence bu site çok daha karizmatik. Burada yazmak ayrıcalıktır. Bu ayrıcalıktan yararlanmayı, kendimden olsun, beynimden olsun gerekli-gereksiz kırıntılar sunmayı severim arkadaş! Keşke derim yazar kadromuz şööle 40-50 kadrolu kaleme ulaşsa derim hep.

Konu biraz kaynadı... Neyse.

Kısa işleri hemen aradan çıkarmayı severim. Aklımda duracağına bitsin göndereyim gitsin derim. Uzun işlerde uzun çalışırım. 25 saat durmadan çevirdiğimi sandığım çok zamanlar oldu!

Beynim biraz uyuşmaya başlayınca daha iyi çevirdiğimi fark ettim son yıllarda.

Düzensiz çalışma saatlerime, düzensiz uyku saatlerim karşılık verir bir de. Böyle işe böyle uyku! Doğal dengeler yani.

Farkındayım çok dağınık bir yazı oldu. Nedeni de çok yorgun olmam olmalı.

SON SÖZ: Sevdiğim başlıklara yazmam gecikebilir ama eninde sonunda yazarım. Proz yazarıyım. Daha ne olsun.

Saygılarımla
Collapse


 
Haluk Erkan
Haluk Erkan  Identity Verified
Türkiye
Local time: 01:57
German to Turkish
+ ...
Diyar (unutulmaya yüz tutmuş bir kelam daha) Feb 9, 2013

Ben de bazı arkadaşlar gibi erken saatlerde çalışmasını prensip edinenlerdenim. Beyinin sabah saatlerinde daha zinde ve verimli olduğu kesin. Kahvaltı yapmadan işe başlamam; üstün körü bir kahvaltıdan bahsetmiyorum, tam donanımlı ve besleyici olmalı. Kahvaltıdan sonra bir saatlik yürüyüş her zaman iyi gelir. Sağlıklı kalabilmek için genelde yediklerime dikkat etmeye gayret gösteririm; bol sebze, meyve şart. Doğada yürüyüş yapmak benim içim olmazsa olmazlardan.... See more
Ben de bazı arkadaşlar gibi erken saatlerde çalışmasını prensip edinenlerdenim. Beyinin sabah saatlerinde daha zinde ve verimli olduğu kesin. Kahvaltı yapmadan işe başlamam; üstün körü bir kahvaltıdan bahsetmiyorum, tam donanımlı ve besleyici olmalı. Kahvaltıdan sonra bir saatlik yürüyüş her zaman iyi gelir. Sağlıklı kalabilmek için genelde yediklerime dikkat etmeye gayret gösteririm; bol sebze, meyve şart. Doğada yürüyüş yapmak benim içim olmazsa olmazlardan.

Çeviri aşamasında sık sık mola vermeyi sevmem, kahve sigara kullanmam. Ancak gürültüsüz bir ortam şart. İşime odaklanır, uzun soluklu işlerde 4-5 saat kalkmadan konsantre bir şekilde çeviriyi hızla ilerletirim. Ardından öğle molası, 1-2 saat olabilir bu mola. Yemek, dinlenme ve biraz dolaşma bu zaman dilimine dâhildir. Öğlen molasının ardından 3-4 saat daha yine aynı tempoyla günlük randımana ulaşana kadar çalışırım. Çoğu zaman bu randımanı fark etmeden aşarım. Her halükarda saat 17-18 gibi paydostur. Ve ardından dinlenme süreci başlar… Geceleri prensip olarak çalışmam, yarına daha verimli olabilmek için uyurum. Mesleğime ve bana güvenenlere saygım var bir kere. Çevirinin karşılığında gazoz kapağı göndermiyor adamlar.

Kanımca herkesin kendine özgü bir çeviri yordamı var. Ancak sürekli oturmanın verdiği hasarları da göz ardı edemeyiz. Fakat modern zamanların iş kollarına şöyle bir bakıyorum, nerdeyse çalışanların büyük bir bölümü ekmeklerini oturarak kazanıyor: Hastanedeki doktorların bir çoğu, bürolardaki memurlar, her tür şoförler, banka çalışanları, bakanlık çalışanları, medya çalışanları, çağrı merkezi çalışanları, hayatını yazarak kazanan gazeteciler, yazarlar; terziler, ayakkabıcılar, kısmen fabrika işçileri ve daha birçok meslek erbabı buna dâhil. Sorun, çalışma tekniklerinin getirdiği bir zorunluluk. Ancak zamanla hasta edici bir özelliği de var. Öldürücü değil, törpüleyici…

Peki ne yapmalı? Bir iki ufak hareketle bu hasarların bertaraf edileceğini zannetmiyorum. Bi de düşünün, tüm iş kollarında her saat başı 10 dakka mola… Olacak şey değil! Bana sorarsanız bu şartlar altında yapacak bir şey yok: Ya bu deveyi güdeceğiz, ya bu diyardan gideceğiz.
Collapse


 


To report site rules violations or get help, contact a site moderator:


You can also contact site staff by submitting a support request »

Çalışma biçimi...


Translation news in Türkiye





Trados Business Manager Lite
Create customer quotes and invoices from within Trados Studio

Trados Business Manager Lite helps to simplify and speed up some of the daily tasks, such as invoicing and reporting, associated with running your freelance translation business.

More info »
TM-Town
Manage your TMs and Terms ... and boost your translation business

Are you ready for something fresh in the industry? TM-Town is a unique new site for you -- the freelance translator -- to store, manage and share translation memories (TMs) and glossaries...and potentially meet new clients on the basis of your prior work.

More info »