Pages in topic:   < [1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13] >
Off topic: Çevirmenin Edebiyat Köşesi
Thread poster: Haluk Erkan
Haluk Erkan
Haluk Erkan  Identity Verified
Türkiye
Local time: 12:41
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
marie a. hatırası (bertold brecht) Jul 30, 2011

1
o gece mavi ay eylülde
genç bir erik ağacının altında sessiz
sarmaladım, sakin solgun aşkı
kollarımda, tatlı bir rüya gibi
ve üstümüzdeki güzel yaz göğünde
bakakaldığım bir bulut vardı
bembeyaz ve öylesine yükseklerde
ve başımı kaldırdığımda kaybolmuştu

2
o günden sonra aylar
sessizce akıp geçti ve yok oldu
erik ağaçları herhalde kesilmiştir
ve bana sorarsan: aşka ne ol
... See more
1
o gece mavi ay eylülde
genç bir erik ağacının altında sessiz
sarmaladım, sakin solgun aşkı
kollarımda, tatlı bir rüya gibi
ve üstümüzdeki güzel yaz göğünde
bakakaldığım bir bulut vardı
bembeyaz ve öylesine yükseklerde
ve başımı kaldırdığımda kaybolmuştu

2
o günden sonra aylar
sessizce akıp geçti ve yok oldu
erik ağaçları herhalde kesilmiştir
ve bana sorarsan: aşka ne oldu diye
sana şunu derim: hatırlayamıyorum
ve tabii ne demek istediğini bilirim
kadının yüzünü, geçekten unuttum
tek aklımda kalan: onu bir zamanlar öpmüştüm

3
ve o buseyi de çoktan unutmuş olacaktım
orada o bulut olmasaydı
hâlâ anımsıyorum ve hep anımsayacağım
bembeyazdı ve yükseklerden gelmişti
belki erik ağaçları hala çiçek açıyorlardır
ve belki o kadının şimdi yedi çocuğu vardır
fakat o bulut sadece birkaç dakikalığına görünmüş
ve başımı kaldırdığımda rüzgarla uçup gitmişti

--------------------------------------------------------------------

erinnerung an marie a.

1
an jenem tag im blauen mond september
still unter einem jungen pflaumenbaum
da hielt ich sie, die stille bleiche liebe
in meinen armen wie einen holden traum
und über uns im schönen sommerhimmel
war eine wolke, die ich lange sah
sie war sehr weiß und ungeheuer oben
und als ich aufsah, war sie nimmer da

2
seit jenem tag sind viele, viele monde
geschwommen still hinunter und vorbei
die pflaumenbäume sind wohl abgehauen
und du fragst mich, was mit der liebe sei?
so sag ich dir: ich kann mich nicht erinnern
und doch, gewiß, ich weiß schon, was du meinst
doch ihr gesicht, das weiß ich wirklich nimmer
ich weiß nur mehr: ich küßte es dereinst

3
und auch den kuß, ich hätte ihn längst vergessen
wenn nicht die wolke dagewesen wär
die weiß ich noch und werd ich immer wissen
sie war sehr weiß und kam von oben her
die pflaumenbäme blühn vielleicht noch immer
und jene frau hat vielleicht das siebte kind
doch jene wolke blühte nur minuten
und als ich aufsah, schwand sie schon im wind

___________________________________________________
çeviri: haluk erkan (2007)
Collapse


 
Haluk Erkan
Haluk Erkan  Identity Verified
Türkiye
Local time: 12:41
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
yarı açık Aug 12, 2011

bitmeyecekse ömrüm kollarında
gözlerim yarı açık
ve ben hâlâ
içimdeki o son ümit dalını
söküp koparamışsam

neden doğsun güneş
nasıl olsa batacaksa

kim bilir, belki de güneş
ne doğar, ne batar
ne ömür kollarda
ne de gözler yarı açık

_________________________

© haluk erkan (1984)


 
Bumin
Bumin  Identity Verified
Türkiye
Local time: 12:41
English to Turkish
+ ...
metro piranhaları Aug 14, 2011

Haluk Bey madem konu aldı yürüdü ben sizi edebiyat bölümüne davet edeyim; ufak bir eğlencelik.

Metro Piranhaları
Kimse size söylemedi mi?
Her metro treninde
özel bir koltuk vardır,
içinden küçük bir oyuk geçen.
Ve koltuğun altında,
aç biilaç bekleşen
bir dolu piranha balığı.

Vagonun çalkalamasından
oldukça tedirgin olan balıklar,
koltuğun içinden bir bir yukarı fırlar.
... See more
Haluk Bey madem konu aldı yürüdü ben sizi edebiyat bölümüne davet edeyim; ufak bir eğlencelik.

Metro Piranhaları
Kimse size söylemedi mi?
Her metro treninde
özel bir koltuk vardır,
içinden küçük bir oyuk geçen.
Ve koltuğun altında,
aç biilaç bekleşen
bir dolu piranha balığı.

Vagonun çalkalamasından
oldukça tedirgin olan balıklar,
koltuğun içinden bir bir yukarı fırlar.

Ve şanssız yolcuların
tıp fakültelerinde sallanan iskeletleri,
alın teriyle kazanılmış bir kaç kuruş olarak
metro şirketinin cebine girer.

Edwin Morgan
===

The Subway Piranhas
Did anyone tell you
that in each subway train
there is one special seat
with a small hole in it
and underneath the seat
is a tank of piranha-fish
which have not been fed
for quite some time.

The fish become quite agitated
by the shoogling of the train
and jump up through the seat.

The resulting skeletons
of unlucky passengers
turn an honest penny
for the transport executive,
hanging far and wide
in medical schools.

Edwin Morgan


Pazar işidir, eğlenceliktir, düzeltiye açıktır, çekinmeyiniz.
Collapse


 
Haluk Erkan
Haluk Erkan  Identity Verified
Türkiye
Local time: 12:41
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
hele... Aug 14, 2011

...şükür!
Ben de bıkıp usanmıştım, şu başlığı yukarıya taşıya taşıya...
______________________________________________________
Sadece tüketme tutkunu olduğumuzdan mı
yoksa genel bi çevirme
... See more
...şükür!
Ben de bıkıp usanmıştım, şu başlığı yukarıya taşıya taşıya...
______________________________________________________
Sadece tüketme tutkunu olduğumuzdan mı
yoksa genel bi çevirmen tembelliğinden mi
zamansızlıktan mı
(geyik mi? ona her zaman zaman vaaar)
her nedense
kimsecikler, ama hiç kimse
(burada, fonda, çürük dişleri sızlatacak bir keman solosu)
bu TOPICe katkıda bulunmak istemedi...
______________________________________________________

Siz, Bumin Bey, artık bu kısır döngüyü kırdınız ve
TOPICin asıl amaçlarına
-elimizdeki edebi çevirileri paylaşmak
bu çeviriler hakkında fikir alış verişinde bulunmak
kendi edebi eserlerimizi meslektaşlarımıza sunmak
vs. vs. vs.-
katlkıda bulundunuz.
Sizi tebrik ediyorum.
______________________________________________________

Şiir pek güzelmiş
ancak Türkçesi pek düzyazımsı olmuş gibi geldi...
Biraz edebi bi ruh, bi tarz katmak gerek gibi geliyo bana.

Evet arkadaşlar, siz ne dersiniz?
Collapse


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 12:41
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
çiçeksiz pencereler_acele çiçek destanı Aug 15, 2011

çiçeksiz pencereler, çiçeksiz evler.
zamane kadınları da tam zamane kadını ha!
evlerinde çiçek yok, solmuşlar bozkır yeşili gibi...

bir ara plastik çiçekler modaydı şimdi gene moda mı bilmem
bildiğim birşey varsa kadınlar solmuş çiçeksiz kalmış

gördüğüm birşey varsa pencere kenarları bomboş
kaktüs niyetine besledikleri bıyıklı, kelli felli kocaları var, ama
ama çiçek beslemedikleri kesin, çiçeksiz k
... See more
çiçeksiz pencereler, çiçeksiz evler.
zamane kadınları da tam zamane kadını ha!
evlerinde çiçek yok, solmuşlar bozkır yeşili gibi...

bir ara plastik çiçekler modaydı şimdi gene moda mı bilmem
bildiğim birşey varsa kadınlar solmuş çiçeksiz kalmış

gördüğüm birşey varsa pencere kenarları bomboş
kaktüs niyetine besledikleri bıyıklı, kelli felli kocaları var, ama
ama çiçek beslemedikleri kesin, çiçeksiz kalmışlar şehrin göbeğinde

tam karşımdaki apartmanda bir bey var ben gibi çiçek besleyen
karısı bakmıyor, sulamıyor bile iki kök çiçeği derbeder de olsa bakan erkek
sabah 9 akşam 5 mesaisinden sonra arada bir görüyorum sularken

bense kocaman saksıya pencere önüne kadife çiçekleri ekmişim
büyütmüşüm, güneş yakmış, inadına gene büyütmüşüm, büyümüşler inadına, yaşamışlar

yetmemiş, içerdeki kocaman saksıya tohumu rüzgarla gelen, adsız bir çiçeğim var bir tane de
çiçek dedimse ağaç mübarek ağaç, dallandı budaklandı yapraklandı, sığmaz oldu pencereye

sıcak yaz günlerinde yapraklarında saklanarak çeviri-çeviriveriyom şööle
güzel yaprakları beni nasıl da saklıyor, nasıl da mahallenin avratlarına nispet yapıyor
çıplanıyorum, bir şortla çeviriyorum yapraklarının tülünde geceleri

yalnız adam ado kadar olamadınız mesajı veriyor sürekli karşımdakilere, kıskandırıyor mahallenin avratlarını

Yalnızlığımın çiçeği, rüzgarla armağan gelen yeşil yapraklım söyle sana ne ad koyayım?
Yeşilim desem küsmezsin bana değil mi canım?


mahallemin kadınlarına sesleniyorum
havhavdan korkuyorsunuz biliyorum da
çiçeklemek, yeşillemek balkonları bir avuç toprakla çok mu zor?
ado kadar olamadınız ya
bari kaktüs niyetine beslediğiniz kocalarınıza eyi bakın emi
nazarınız değmesin bari



dünyada bir yer.2011.ağustosun.15. akşamı_ado
Collapse


 
Halil Ibrahim Tutuncuoglu
Halil Ibrahim Tutuncuoglu "Бёcäטsع Լîfe's cômplicåtعd eñøugh"
Türkiye
Local time: 12:41
Turkish to English
+ ...
Much Ado About Nothing Aug 16, 2011

Adnan Özdemir wrote:




mahallemin kadınlarına sesleniyorum
havhavdan korkuyorsunuz biliyorum da
çiçeklemek, yeşillemek balkonları bir avuç toprakla çok mu zor?
ado kadar olamadınız ya

Hocam biraz hüzünlü zamanınıza denk geldi galiba


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 12:41
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
ilham ;) Aug 16, 2011

TurkishEnglishTranslator.com "Бёcäטsع Լîfe's cômplicåtعd eñøugh" wrote:

Adnan Özdemir wrote:




mahallemin kadınlarına sesleniyorum
havhavdan korkuyorsunuz biliyorum da
çiçeklemek, yeşillemek balkonları bir avuç toprakla çok mu zor?
ado kadar olamadınız ya

Hocam biraz hüzünlü zamanınıza denk geldi galiba


Üstadım, ilham nereden ne zaman, kaç şiddetinde gelir bilinmez malum. ado ise dünyada yaşayan içimizden bir canlı olarak algılanabilir. kim olduğu önemli değildir diyorum

herkese selam


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 12:41
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
kuzunun intikamı Aug 18, 2011

bir bahar günü dünyaya geldim anadolu kırında
anamın kuzusuydum koyun anamın süt kuzusu

siz insanlar önce anamın sütüne el koydunuz, sağdınız
peynir, yoğurt, ayran, tereyağı... olarak yediniz hakkımı
halbuki doğumdan sonra o sütün hepsini içmek benim hakkımdı

yetmedi tam üç aylıkken, bir sabah kamyonuyla gelen celebe
teslim ettiniz anamı, kesime mezbahaya gönderdiniz

bağırdım, çağırdım, ağladım
... See more
bir bahar günü dünyaya geldim anadolu kırında
anamın kuzusuydum koyun anamın süt kuzusu

siz insanlar önce anamın sütüne el koydunuz, sağdınız
peynir, yoğurt, ayran, tereyağı... olarak yediniz hakkımı
halbuki doğumdan sonra o sütün hepsini içmek benim hakkımdı

yetmedi tam üç aylıkken, bir sabah kamyonuyla gelen celebe
teslim ettiniz anamı, kesime mezbahaya gönderdiniz

bağırdım, çağırdım, ağladım ama duymadınız
siz insandınız herşeyi yapmaya hakkınız vardı
hayvandık biz koyunduk, kuzuyduk boğazlanması gereken

....

ben daha bahtsızdım, süt kuzusu olarak kestiniz beni 5 aylıkken
intikamımı kötü aldım siz insan(!) cinsinden
iştahlı bir insanın ümüğüne durdum lüks restoranda
o da karıştı benle birlikte hayvan mezarlığına



------
kırlardan bir kır.2011.ağustosun.18.akşamı_ado_bir kuzu

[Edited at 2011-08-19 00:36 GMT]
Collapse


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 12:41
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
Konsantre Aug 20, 2011

Uyku konsantireme engel oluyor
Konsantransizyonluk konsantreme mani oluyor
Konstantre şeyler yaramıyor bana

Dağ gibi işler konsantiremi boğuyor
Dadanmıştım halbuki tembelliğe ne güzel
Konsantrnsizyonsuz bir yaşam özlüyorum

Konsantre olmadan yürümüyor işler
En sonunda bırakıyorum bahaneleri

Veriyorum işe kendimi, konsantrasyonu çöpe atıyorum

-------
2008, 11.09. Bizkay körfezi, çadırda çeviri


 
balahan
balahan
Turkish to English
+ ...
Ne gözünü alabiliyorsun ne göze alabiliyorsun! ee hayat:) Aug 20, 2011

Haluk Erkan wrote:

(...)

Bir sabah beyaz elbiseli kız, gemiye binip gideceğini söyledi sana.
„Gel benimle“, dedi.
Bütün gün içdünyanda dolaştın. Düşündün durdun. Çok kalabalıklaşmıştı göğüs boşluğundaki evren. Bankalarda memureler saatlerine bakıp duruyorlardı. Karakolda telefon çaldı, komiser açtı. „Alo?“ dedi. İki usta bir evin damını aktarıyorlardı.
Akşam evine gittin. Anahtarların kelepçe gibi ellerine batıyordu. Ayakların kökleniyor, cilalı parkelerde zor yürüyordun.
Gece karın uyurken yavaşça kalktın yatağından. Sürünerek evinden çıktın. Bahçeyi geçtin. Az vardı geminin kalkmasına. Beyaz elbiseli kız, etekleri akşam rüzgarında uçuşarak bekliyordu seni rıhtımda. Bahçe kapısına geldin. Göğüs boşluğundaki içdünyanın ağırlığından boğulacak gibi oluyordun. Kan ter içinde kalmıştın. Öyle bir kilit yaptırmıştın ki kapına, çok uğraştığın halde anahtarla da açamadın. Duvar çok güçlü ve yüksekti. Evini, aileni, eşyanı iyi koruması için öyle yaptırmıştın onu.
Kendinde o duvarı aşacak gücü bulamadın. Yeniden sürünerek evine girdin. Yatak odasına gittin. Karın leylak rengi yorganına sarılmıştı. Pembe pomponlu terlikleri yatağın ayak ucunda yan yana duruyorlardı. Yorganın kenarını kaldırıp karının yanına girdin. Karının kolunun altından keskin bir ter kokusu geldi burnuna.
Rıhtımdan ayrılan geminin düdüğünü duydun.
Güneş batmıştı.
Acı içinde karanlığa baktın. Sonra uyudun.
Ertesi gün, göğüs boşluğundaki içdünyanın sokaklarında yürürken, herkes gene sana selam verecekti.

İnsanoğlu, insanoğlu. Sana sesleniyorum.
Duyuyor musun beni?

=============================================================
Nazlı Eray, Ah Bayım Ah, 1975, s. 22



 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 12:41
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
Yazmışım Yazıyorum Yazacağım Aug 21, 2011

İlk hikayemi daha 5-6 yaşlarındayken yazmıştım
Tepegözden mi ne esinlenmiştim işte bir dili kızılken

Dünyanın ''büyük'' şairleri, yazarları varmış
Çok ünlülermiş, milyonlarca satanı varmış

Peh bee! ticarete bak, edebiyata bak, milyonlara bak sen!

Milyonlar satan yazarlar, şairler, ünlüler bakın ne diycem
Çoğunuz kadar büyüğüm milyonlarım olmasa da...

Yazmışım, yazıyorum, yazacağım
... See more
İlk hikayemi daha 5-6 yaşlarındayken yazmıştım
Tepegözden mi ne esinlenmiştim işte bir dili kızılken

Dünyanın ''büyük'' şairleri, yazarları varmış
Çok ünlülermiş, milyonlarca satanı varmış

Peh bee! ticarete bak, edebiyata bak, milyonlara bak sen!

Milyonlar satan yazarlar, şairler, ünlüler bakın ne diycem
Çoğunuz kadar büyüğüm milyonlarım olmasa da...

Yazmışım, yazıyorum, yazacağım


----
Not defterimden. 1987.12.05_ado.
Collapse


 
Adnan Özdemir
Adnan Özdemir  Identity Verified
Türkiye
Local time: 12:41
Member (2007)
German to Turkish
+ ...
Ne iş yaparsın? (Süssüz, sade) Aug 22, 2011

> Ne iş yaparsın abi?
- Tercümanım.
> Haa turistler filan çok güzel...
- Güzel tabi özellikle turist kızlar ayna gibi, bakınca kendini bile görebilirsin Musti koçum...
> Bende Alanya'da çalıştım abi otelde doğru diyon.


> Nasıl abi yemek nasıldı bugün memnun kaldın mı?
- Eline sağlık Ahmet usta nefisti
> Bu arada ne iş yaptığınızı merak ettim de...
- İnşaatçıyım ben, dayıbaşıyım... İşçileri to
... See more
> Ne iş yaparsın abi?
- Tercümanım.
> Haa turistler filan çok güzel...
- Güzel tabi özellikle turist kızlar ayna gibi, bakınca kendini bile görebilirsin Musti koçum...
> Bende Alanya'da çalıştım abi otelde doğru diyon.


> Nasıl abi yemek nasıldı bugün memnun kaldın mı?
- Eline sağlık Ahmet usta nefisti
> Bu arada ne iş yaptığınızı merak ettim de...
- İnşaatçıyım ben, dayıbaşıyım... İşçileri toplarım, başlarında dururum...
> Zordur be abi öyle bağır çağır, insanlarla uğraşmak zor...
- Öyle kardeşim ööle...


> Abi sürekli evdesin ne yapıyorsun öyle?
- Çeviri yapıyorum, işi takip etmek lazım etmezsen para kazanamazsın müşteri kaçar, küser, darılır...
> Doğru abi dooru, ne çeviriyon abi sorması ayıp olmasın?
- Hani telefon, televizyon, motorsiklet aldığında yanında kitap gibi bişeyler çıkıyo ya ... Onları filan çeviririz biz meslek olarak...
> Vay be öyle demek! Bizim matbaacı tanıdıklar var tanıştırayım seni...
....

>Teyzeoğlu kaç zamandır bize hiç uğramıyorsun gel etliekmek yaptırdık bak hem...
- Gelemem gardaşım sabaha iş yetişecek de...
> İyi iyi iaşemizi karşılıyoruz değil mi rahatça, işler nasıl?
- Bak gardaşım kaç kişi memursunuz ama hepinizden çok kazandım bu ay... X lira para gelecek bana 1 aya kadar ne haber
>.


> Alo, alo şey bize sıra ne zaman gelecek?
- İşler bu ay durgun önümüzdeki ay hallederiz inşallah.

> Abi Hollanda emeklisi bi abimiz var da... Yazı gelmiş Hollanda'dan, getirsem bi baksan be abi...
- Hollandacam pek iyi değil de yapmıyorum bu tip işler...
> Abi noterin tercümanı varmış bi tane 25 dil biliyomuş
- He işte ona götürün olmaz mı canım
-Oldu abi.

...

....

[Edited at 2011-08-23 23:36 GMT]
Collapse


 
Haluk Erkan
Haluk Erkan  Identity Verified
Türkiye
Local time: 12:41
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
Biçare Oğlan Çocuğu Aug 24, 2011

Bay K., haksızlığa maruz kalan insanın kendisini için için yemesi kötü huyundan bahsederken şu hikâyeyi anlattı: ''Yoldan geçen bir adam, ağlamakta olan bir oğlan çocuğuna derdini sorar. 'Sinemaya gitmek için iki kuruşum vardı', der çocuk, 'delikanlın teki geldi ve birini elimden kaptı', der ve gözle görülür uzaklıktaki bir genci gösterir. 'Peki, sana yardım etmeleri için bağırmadın mı?' diye sorar adam. 'Tabii', der çocuk hıçkırıklara boğularak. 'Sesini d... See more
Bay K., haksızlığa maruz kalan insanın kendisini için için yemesi kötü huyundan bahsederken şu hikâyeyi anlattı: ''Yoldan geçen bir adam, ağlamakta olan bir oğlan çocuğuna derdini sorar. 'Sinemaya gitmek için iki kuruşum vardı', der çocuk, 'delikanlın teki geldi ve birini elimden kaptı', der ve gözle görülür uzaklıktaki bir genci gösterir. 'Peki, sana yardım etmeleri için bağırmadın mı?' diye sorar adam. 'Tabii', der çocuk hıçkırıklara boğularak. 'Sesini duyan olmadı mı?' diye sorarken çocuğun başını şefkatle okşar adam. 'Hayır', der çocuk ağlamaklı. 'Peki, daha yüksek sesle bağıramaz mısın?' diye sorar adam. 'Hayır', der çocuk ve yeniden ümitlenerek adama bakar. Adam gülümser. 'Madem öyle, kalanı da bana ver', der, çocuğun elindeki son kuruşu da alır ve umursamazca yoluna devam eder.''

___________________________________________________________________


Der hilflose Knabe

Herr K. sprach über die Unart, erlittenes Unrecht stillschweigend in sich hineinzufressen, und erzählte folgende Geschichte: „Einen vor sich hin weinenden Jungen fragte ein Vorübergehende nach dem Grund seines Kummers. 'Ich hatte zwei Groschen für das Kino beisammen', sagte der Knabe, 'da kam ein Junge und riß mir einen aus der Hand', und zeigte auf einen Jungen, der in einiger Entfernung zu sehen war. 'Hast du denn nicht um Hilfe geschrien?' fragte der Mann. 'Doch', sagte der Junge und schluchzte ein wenig stärker. 'Hat dich niemand gehört?' fragte ihn der Mann weiter, ihn liebevoll streichelnd. 'Nein', schluchzte der Junge. 'Kannst du denn nicht lauter schreien?' fragte der Mann. 'Nein', sagte der Junge und blickte ihn mit neuer Hoffnung an. Der Mann lächelte. 'Dann gib mir auch den her', sagte er, nahm ihm den letzten Groschen aus der Hand und ging unbekümmert weiter.“

__________________________________________________________________

Çeviri: Haluk Erkan



[Bearbeitet am 2011-08-24 21:20 GMT]
Collapse


 
Haluk Erkan
Haluk Erkan  Identity Verified
Türkiye
Local time: 12:41
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
Adalet Duygusu Sep 11, 2011

Bay K.'nın misafir olduğu evdeki köpek bir gün suçluluk duygusunun bütün belirtileriyle ezile büzüle yanlarına gelmişti. ''Mutlaka yaramazlık yapmıştır, derhal azarlayıcı ve üzülmüş tonla konuşun ona'', diyerek öğüt verir Bay K. ''Fakat daha ne yaptığını bilmiyorum ki'', diyerek ev sahibi karşı çıkar. ''Köpek bunu anlayamaz'', der Bay K. ısrarla. ''Derhal üzülerek onu kınadığınızı gösterin, yoksa adalet duygusu zedelenir.''

---------------
... See more
Bay K.'nın misafir olduğu evdeki köpek bir gün suçluluk duygusunun bütün belirtileriyle ezile büzüle yanlarına gelmişti. ''Mutlaka yaramazlık yapmıştır, derhal azarlayıcı ve üzülmüş tonla konuşun ona'', diyerek öğüt verir Bay K. ''Fakat daha ne yaptığını bilmiyorum ki'', diyerek ev sahibi karşı çıkar. ''Köpek bunu anlayamaz'', der Bay K. ısrarla. ''Derhal üzülerek onu kınadığınızı gösterin, yoksa adalet duygusu zedelenir.''

----------------------------------------------------------------------------------------------------

Gerechtigkeitsgefühl

Herrn K.s Gastgeber hatten einen Hund, und eines Tages kam dieser mit allen Anzeichen des Schuldgefühls angekrochen. „Er hat etwas angestellt, reden Sie sofort streng und traurig mit ihm“, riet Herr K. „Aber ich weiß doch nicht, was er angestellt hat“, wehrte sich der Gastgeber. „Das kann de Hund nicht wissen“, sagte Herr K. dringlich. „Zeigen Sie schnell Ihre betroffene Mißbilligung, sonst leidet sein Gerechtigkeitsgefühl.“
_______________________________________________________________________

Bertold Brecht: Geschichten vom Herrn Keuner (Bay Keuner'in Öyküleri)
Çeviri: Haluk Erkan
Collapse


 
Haluk Erkan
Haluk Erkan  Identity Verified
Türkiye
Local time: 12:41
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
boğulan kız hakkında Sep 17, 2011

1
kız boğulup, aşağıya sürüklenirken
derelerden büyük nehirlere doğru
çok garipti göğün opal rengi
sanki ölüyü sakinleştirmek istiyordu

2
liken ve yosunlar üzerine yapışmış
kız gitgide epey ağırlaşmıştı
serin balıklar bacaklarında yüzüyor
bitki ve hayvanlar son yolculuğunu zorlaştırıyordu

3
ve gök akşamları kurum gibi kapkaraydı
ve geceleri yıldızlarla ışığı lo�
... See more
1
kız boğulup, aşağıya sürüklenirken
derelerden büyük nehirlere doğru
çok garipti göğün opal rengi
sanki ölüyü sakinleştirmek istiyordu

2
liken ve yosunlar üzerine yapışmış
kız gitgide epey ağırlaşmıştı
serin balıklar bacaklarında yüzüyor
bitki ve hayvanlar son yolculuğunu zorlaştırıyordu

3
ve gök akşamları kurum gibi kapkaraydı
ve geceleri yıldızlarla ışığı loş tuttu
lakin seher vaktinde ortalık aydınlandı
kızın da bir sabahı ve bir akşamı vardı

4
solgun vücudu suda çürüyünce
tanrı zamanla (yavaş yavaş) kızı unutmaya başlamıştı
ilk önce yüzünü, sonra ellerini ve son olarak saçlarını
artık kız da nehirdeki leşlerden bir leş olmuştu

_____________________________________________________________

vom ertrunkenen mädchen

1
als sie ertrunken war und hinunterschwamm
von den bächen in die größeren flüssen
schien der opal des himmels sehr wundersam
als ob er die leiche begütigen müsse

2
tang und algen hielten sich an ihr ein
so dass sie langsam viel schwerer ward
kühl die fische schwammen an ihrem bein
pflanzen und tiere beschwerten noch ihre letzte fahrt

3
und der himmel ward abends dunkel wie rauch
und hielt nachts mit den sternen das licht in der schwebe
aber früh ward er hell, dass es auch
noch für sie morgen und abend gebe

4
als ihr leib im wasser verfaulet war
geschah es (sehr langsam), dass gott sie allmählich vergaß
erst ihr gesicht, dann die hände und ganz zuletzt erst ihr haar
dann ward sie aas in flüssen mit vielem aas

_____________________________________________________________

(c) bertold brecht
çeviri: haluk erkan
Collapse


 
Pages in topic:   < [1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13] >


To report site rules violations or get help, contact a site moderator:


You can also contact site staff by submitting a support request »

Çevirmenin Edebiyat Köşesi


Translation news in Türkiye





Wordfast Pro
Translation Memory Software for Any Platform

Exclusive discount for ProZ.com users! Save over 13% when purchasing Wordfast Pro through ProZ.com. Wordfast is the world's #1 provider of platform-independent Translation Memory software. Consistently ranked the most user-friendly and highest value

Buy now! »
Trados Business Manager Lite
Create customer quotes and invoices from within Trados Studio

Trados Business Manager Lite helps to simplify and speed up some of the daily tasks, such as invoicing and reporting, associated with running your freelance translation business.

More info »